Editörün Notu: Önümüzdeki birkaç hafta boyunca, GIJN, Kasım ayında Küresel Araştırmacı Gazetecilik Konferansı’nda tam olarak piyasaya sürülecek olan Organize Suçları Araştırmaya Yönelik Muhabirler Kılavuzumuzdan alınan bir dizi yayınlıyor . Yasadışı eski eser kaçakçılığına odaklanan bu bölüm, Maastricht Üniversitesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Bölümünde doçent ve Kaçakçılık Kültürü Projesi üyesi Donna Yates tarafından yazılmıştır .
Eski eserlerin yasadışı ticareti yani kültürel miras alanlarındaki hırsızlıklar genellikle bir organize suç ağıyla yürütülen küresel sanat pazarının seçkin dünyasına kadar bağlayan bir tür ulusötesi suçtur. Antik geçmişin kalıntılarının güzelliği ve sosyal önemi nedeniyle, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya pazarlarında eski eserler için güçlü bir talep var. Bu pazarlar kültürel nesnelerin düşük gelirli ülkelerden eski sömürgeci güçlere taşınmasına ve ortak mirasın özel bir meta olarak yeniden tanımlanmasına ilham veriyor. Buna karşılık birçok antik eser zengini ülke, kültürel mirasın kamu yararına korunabilmesi için eski eserlerin kaldırılmasını ve pazarlanmasını suç haline getirdi. Ancak talep arza neden oluyor, yeni keşfedilen eski eserlere yönelik yüksek talep ve bunları elde etmek için yasal yolların olmaması, cezai tedarik hatlarının gelişmesine neden oldu. Antik eserlere yönelik süren kaçak ticaretinin değerine bir fiyat biçmek mümkün değil. Çünkü gerçek toplumsal zararlar ortak mirasımızın yok edilmesinden kaynaklanan kültür ve kimlik kaybıyla ilgilidir.
Organize Suçların Sızdığı Gri Bir Pazar
Kaçakçılığı yapılan antikalar için nihai pazar halka açıktır. Antika alıcıları özel koleksiyonculardır genellikle hatırı sayılır sosyal statüye sahip bireyler olabilir veya saygın kültür kurumlarımız ve müzelerimiz de olabilir alıcılar. Örneğin, yasadışı uyuşturucu veya silah tüketicilerinin aksine antika alıcıları yasal bir sorun yaşamadan satın aldıklarını rahatlıkla kullanabilirler. Eski eserler sergilenmek için satın alınır. Bu nedenle bu pazara tedarik sağlamak için gelişen suç şebekeleri, eski eserleri aklamak, onlardan hırsızlık lekesini temizlemek, suç kanıtlarını gizlemek için çalışırlar. Aksi takdirde dürüst alıcıları yakalayamazlar. Yoksa gri alana girmelerine neden olurlar.
Sanat piyasası seçkinleri ile organize suç arasındaki doğrudan bağlantı halkı şaşırtabilir. Müzeler, müzayede evleri ve beyaz yakalı sanat koleksiyoncuları saygın olarak görülüyor ve bunların organize suç ağlarıyla bağlantıları da kolektif kültürel mirasımızın yıkıcı bir şekilde yağmalanması da endişe verici. Antik eser kaçakçılığına ilişkin araştırmaların bazılarına örnek vermek gerekirse Sotheby’s müzayede evi ile doğrudan Kamboçya tapınaklarının yağmalanması, Güney Irak’tan binlerce eserin yağmalandığı (yakın zamanda geri döndüğü) ABD zanaat mağazası Hobby Lobby’nin sahipleri ve Getty Müzesi gibi kurumlara Yunan ve İtalyan mezarlarının yıkılması. Bunlar, küresel eşitsizliklerin nasıl istismar edildiğini ortaya koyan ilgi çekici hikayeler.
Eski eser kaçakçılığına bir değer biçmenin anlamı yok, diğer yasadışı kaçakçılık ve satış işlemleriyle kıyaslamak mümkün olmadığı gibi, anlamlı da değildir. Bu noktadaki haberler özellikle cılız oluyor ve kimin belirlediği net olmayan bir maliyet tahmini yapılıyor. Uzmanlar, tüm bu rakamların yanlış olduğu konusunda hemfikir. “Eski eserler, uyuşturucu ve silahtan sonra en büyük suç pazarını temsil ediyor” gibi yanlış beyanların kaynağı olarak sıklıkla FBI ve Interpol gösteriliyor. Ancak bu iddia yalanlandı. Antik eserlerin yasadışı ticaretiyle bağlantılı gerçek sosyal zararlar, ortak mirasımızın yok edilmesinden kaynaklanan kültür ve kimlik kaybıyla ilgilidir.
Sanat Hırsızlığı: Filmlerdeki Gibi Değil
Eski eser kaçakçılığının aksine kurumlardan sanat hırsızlığı daha nadir olur ve daha risklidir ayrıca daha az kârlıdır. Antik eser kaçakçılığında arkeolojik alanlarda binlerce yılını toprakta geçirmiş olan “çalınmış malların” anonim ve belgesiz doğası suç eylemlerine karşı korunmakta. Buna karşılık, müzelerden, galerilerden ve özel konutlardan hırsızlık nadiren Hollywood benzeri hırsızlıklar gibidir. Büyük bir müze hırsızlığının ardından sanat eserlerinin “profesyonel sanat hırsızları” tarafından “sipariş üzerine çalındığı” yönünde spekülasyon yapmak bir medya mizahı haline geldi. Bununla birlikte hemen hemen her büyük vakada hırsızların iyi belgelenmiş çalıntı sanat eserleri için bir pazar olmadığını bilmeleri gerçeği durumu sıradan hale getirdiği gibi, fırsatçılık da yaratmakta. Çalınan birçok sanat eseri sonunda çöp kutusuna atıldı .Yakıldı, yok edildi hatta çalındıkları müzeye isimsiz olarak geri döndüler. Bazı sanat hırsızlıkları organize suç örgütleriyle bağlantılı ancak sanat hırsızlığının organize suçun büyük veya küçük bölümü olduğu eleştirilebilir. Bu nedenle, eski eser kaçakçılığı bu bölümün odak noktası olacak. Bununla birlikte eski eser kaçakçılığı araştırmaları için önerilen kaynakların çoğu, sanat hırsızlığı davaları için de faydalıdır.
Kaynaklar
Yağmalanan ve ticareti yapılan antikaların kökenleri, mülkiyet tarihleri ve pazara giriş yollarıyla ilgili kaynak ayrıntılarının bulunmadığı söyleniyor. O halde, kaynak araştırması, geniş ve öngörülemeyen çeşitli kaynaklardan yararlanarak, parçalı belgelerden nesne tarihlerini araştırmak ve yeniden yapılandırmak için bir sanat dünyası terimidir. Bu alandaki araştırmacı gazetecilik, kaynak araştırması ile yakından ilişkilidir; ticareti yapılan nesneler hakkında yazmak, bu suçların hikayesini ortaya çıkarmakla eşdeğerdir. Her eski eser kaçakçılığı soruşturmasının kendine özgü özellikleri ve kullanılan kesin kaynakları söz konusu coğrafi bölgeye ve davanın ayrıntılarına bağlı olmakla birlikte, hemen hemen hepsi bazı farklı kaynak türlerinden yararlanacaktır.
İlk olarak bilmek gerekir ki bu araştırmaların merkezindeki nesneler, eski eserler ve sanat eserleri kendi başlarına karmaşıktır. Eski eserlerin yağmalanması, ticareti ve satışının bağlamını veya bu suçların toplumsal sonuçlarını ve eski eserlerin kendisini anlamadan anlamak imkansızdır. Akademisyenler bu alanda çalışan gazeteciler için önemli bilgi kaynaklarıdır. Yararlı veri kaynaklarına işaret edebilir çıkmaz sokaklarda boşa harcanan zamanı önleyebilir ve bir araştırmacıyı eski eserlerin yasadışı ticareti hakkında daha geniş bir bilgi ağına bağlayabilirler.
Birçok ülkede, eski eserler ve sanat suçu araştırmalarında uzmanlaşmış ilgili bakanlıklar bünyesinde özel veya yarı özel polis, gümrük sorumlusu, sınır güvenlik görevlileri veya görevli güçler bulunmakta Bu ofisler/birimler ve bunların içindeki kişiler, finansman ve personel eksikliği nedeniyle erişimleri genellikle engellenmiş olsa da bu alanda önemli deneyime sahiptirler. Herhangi bir ülkedeki özel antikaların ve sanat suçu birimlerinin ayrıntıları genellikle İnternet aramalarıyla bulunabilir. Interpol’ün sanat ve antikalarla ilgili suçlara odaklanan küçük bir birimi olmasına rağmen şunu belirtmekte fayda var bu birimin rolü genellikle yanlış anlaşılır. Interpol suçları soruşturmaz veya polis operasyonları yapmaz; daha ziyade çalıntı sanat veri tabanını korumakla görevlidir ve dünya çapındaki polis güçleri arasındaki iletişimi kolaylaştırır. Ancak bu şekilde, belirli bir ülkede uzmanlaşmış polis bağlantılarının bulunmasına yardımcı olabilirler.
Kültürel mirasın korunmasında uzmanlaşan STK’lar özellikle davanın karmaşık bir yasal veya politik bileşeninin olduğu durumlarda veya yerinde raporlamanın zor veya güvensiz olduğu durumlarda gazetecilere de yardımcı olabilirler İlk olarak örneğin Antik Eserler Koalisyonu politika araştırmalarına sponsorluk yapıyor ve özellikle ABD politikasına odaklanarak dünya çapında eski eser kaçakçılığının önlenmesine yönelik lobi faaliyetleri yürütüyor. İkinci durumda İspanya merkezli Barış için Miras eski eser suçlarına odaklanan başta Batı Asya’da olmak üzere çok sayıda yerinde veri toplama projesine sponsorluk yapmaktadır. Ülkeye ve bölgeye özgü miras STK’ları, ulusötesi antika kaçakçılığı vakalarını diğer birçok kaynağın yapamayacağı şekilde bağlamsallaştırabilir ve genellikle gazetecilerle çalışmaya isteklidirler.
Herhangi bir eser kaçakçılığı vakası hakkında en iyi bilgi kaynakları tahmin edilebileceği gibi konuyla ilgili paydaşlar. Onlarla yapılacak görüşmeler araştırmaları ilerletebilir, özel belgelere erişim sağlayacaktır. Paydaşlar kabaca dört gruba ayrılabilir:
- Miras alanlarının yakınında yaşayanlar yerel arkeologlar ve miras uzmanları, polis, kültür bakanlığı personeli ve kültürel nesneleri yağmalayan veya çalan kişiler de dahil olmak üzere eski eserlerin çalındığı ülkelerdeki ve topluluklardaki “kaynak” paydaşları.
- Nakliye şirketleri, gümrük acenteleri, aracılar ve eski eser komisyoncuları da dahil olmak üzere yasadışı antikaların taşındığı yollar yani “transit” paydaşları.
- Müzayede evi çalışanları, sanat galerisi çalışanları ve bayileri, müze çalışanları ve sanat koleksiyoncuları dahil olmak üzere eski eserlerin tüketildiği “pazar” paydaşları. Not: Bu insanlar genellikle gazeteciler ve araştırmacılarla konuşmaya isteksizdir.
- Sanat restoratörleri, konservatörler ve değerlendirme uzmanları dahil olmak üzere kültürel nesnelerin ticaretini dolaylı olarak desteklemek için hareket eden “kolaylaştırıcılar”, kanıtlanmamış nesnelerin kimliğini doğrulayan bilimsel laboratuvarlar ve belgesiz nesnelerle uğraşan akademisyenler. Kolaylaştırıcılar genellikle kültürel nesnelerin yasa dışı ticareti hakkında önemli bilgilere sahiptirler ancak araştırmacılar nadiren iletişime geçerler.
Belgeler ve Veriler
Gazetecilerin ayrıca müzayede katalogları (çevrim içi ve belirli halk kütüphanelerinde mevcut), bayilik kayıtları (sınırlı, ancak bazı tarihi bayilik kayıtları kamu arşivlerinde tutulmaktadır), müze kayıtları (bazıları halka açıktır ve çevrim içi olarak mevcuttur) gibi sanat dünyasına ait kayıtlara başvuru olasılığı yüksektir. Bazıları daha özeldir ancak söz konusu müze ile temasa geçilerek elde edilebilir ve bazıları sanat kurumlarının tescil ve mülkiyet yapılarına ilişkin sızdırılmış belgelerden oluşur.
Çalınan sanat eserlerinin özel veri tabanları mevcut olsa da ( FBI veri tabanı , Interpol veri tabanı ve İtalyan Carabinieri’nin veri tabanı gibi ), bunların gazeteciler için yararlı bilgiler sağlaması pek olası değildir. Eski eser kaçakçılığı vakalarında veri tabanlarından ziyade vakaya dahil olan paydaşlar çok daha bilgili sağlayabilirler. Onlarla yapılacak görüşmeler araştırmayı daha etkili ilerletecektir.
Örnek Çalışmalar
Eski eserlerin yağmalanması ve ticaretiyle ilgili en etkili araştırmalardan bazıları araştırmacı gazetecilik örneklerinden ve bazıları kitaba da dönüştü. Bu kitaplar politikaların uygulanmasında ve akademi üzerinde önemli etkileri oldu.
- Karl E. Meyer’in 1973 tarihli kitabı “Yağmalanan Geçmiş” bu konunun yıkıcı gerçeklerini dünyaya taşıdı .
- Peter Watson’ın “The Caravaggio Conspiracy” (1984), “Sotheby’s: The Inside Story” (1998) ve “The Medici Conspiracy: The Illicit Journal of Looted Antiquities” , sanat kurumlarıyla ilgili organize suç ve zorbalık arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmasıyla tanınır. Müzayede evleri ve eski eser noktalarında değişiklik sağladı.
- Jason Felch ve Ralph Frammolino’nun 2011 Pulitzer Ödülü finalisti “Afrodit’in Peşinde: Dünyanın En Zengin Müzesi’nde Yağmalanan Antik Eserlerin Avı” , seçkin müzeler, çalışanları ve kolayca organize suçlular olarak tanımlayabileceğimiz insanlar arasındaki yakın bağlantıları gösteriyor.
Aşağıdaki vaka çalışmaları bu alanda kamuda etkisi olan yakın tarihli ve devam eden gazetecilik projeleridir.
Çalınan Shiva
Hindu tanrısı Shiva’nın 11. yüzyıldan kalma zarif bir bronz heykeli, iddiaya göre New York City merkezli antika satıcısı Subhash Kapoor’un emriyle 2006 yılında Güney Hindistan’daki bir tapınaktan çalınmıştı. 2008 yılına gelindiğinde, bu heykel halka açık sergilendi ve Avustralya Ulusal Galerisi’ne Güney Asya antikası ile birlikte 5,6 milyon ABD Dolarına satıldı. 2011’de Kapoor Almanya’da tutuklandı ve eski eser kaçakçılığı suçlamalarıyla yüzleşmek üzere Hindistan’a iade edildi.
Kapoor’un Avustralya’yla olan bağlantılarının kapsamı ortaya çıktıkça The Australia’dan gazeteci Michaela Bolandof, Avustralya müzelerinin yasadışı antika kaçakçılığında oynadığı role yönelik uzun vadeli bir araştırmacı gazetecilik projesi haline gelen projeye başladı. Boland’ın Güney Asya antik eserlerinin Avustralya müzelerine girdiği yasadışı yolları ve saygın kamu kurumlarının organize suç ağları için son pazar olarak hizmet etmesine izin veren altyapıyı inatla ifşa etmesi, o ülkenin kültür sektörünü önemli sorumluluk önlemleri almaya zorladı. 2014 yılında, Boland’ın haberlerinin ardından Shiva Hindistan’a iade edildi ve gazetecinin daha sonraki çalışmaları (diğer gazetecilerin, akademisyenlerin ve aktivistlerin çalışmalarıyla paralel olarak) daha fazla suç şebekesini açığa çıkardı ve Avustralya müzelerinde daha fazla çalıntı antika eser tespit etti. Bazıları iade edildi.
Latin Amerika’nın Çalınan Anıları
Latin Amerika’daki kültürel miras alanlarının yağmalanmasından ve bölgedeki konuyla ilgili araştırmacı gazeteciliğe destek eksikliğinden endişe duyan Peru merkezli GIJN üyesi de olan OjoPúblico, antik eserlerin yasadışı ticaretini derinlemesine araştırmaya başladı. Bu araştırma halka açık bir portalda özellikle İspanyolca konuşan bir kitle için hazırlandı ve kapsamlı olarak yazılı eserler ve video özellikleri koleksiyonu olan “Memoria Robada” (“Çalıntı Anılar”) haline getirildi.
Haberleştirmenin ötesine geçen OjoPúblico, halkı yasa dışı antika ticareti konusunda kendi araştırmalarını yapmaları için teşvik etti ve araştırmaları sırasında topladıkları devasa miktardaki verilerin açık şekilde incelenmesine imkan sundu. Ayrıca grup, çalıntı kültürel nesnelerin tespiti ve kurtarılmasına halkın katılımını engelleyebilecek dil engellerini ortadan kaldırmak amacıyla Interpol’ün çalıntı sanat veritabanında tutulan bilgilere İspanyolca olarak erişmek için bir portal oluşturdu.
Bu metinde atıfta bulunulan diğer tüm örneklerle kanıtlandığı gibi bu konuyla ilgili derinlemesine içeriklerin çoğu İngilizce olarak yazılır ve kültürel malların yasadışı ticaretiyle ilgili bilgiler genellikle İngilizce saklanır. Sonuç olarak doğrudan miras kaybı yaşayan toplulukların bu materyale erişim konusunda sınırlı imkanları olabilir. “Memoria Robada”, bu dil ayrımını ortadan kaldırmayı amaçlıyor ve yalnızca eski eser ticareti mağdurlarına bilgi sağlamakla kalmıyor aynı zamanda bu suçlarla mücadele için araçlar sağlıyor.
İncil Sahtekarlıkları ve Akademi
2012 yılında Harvard İlahiyat Okulu Profesörü Karen L. King, İsa’nın evli olduğuna inandığı ilk Hıristiyanlar topluluğunu ima eden bir pasaj içeren bir papirüs parçası keşfettiğini duyurdu. Böyle tartışmalı bir konu kısmen “İsa’nın Karısının İncili” olarak adlandırılan ünlü bir bilim insanı tarafından onaylandığı için kamuoyunda yoğun ilgi uyandırdı. Ancak Prof. King’in bunun nereden geldiğini açıklamayı reddetmesi gazeteci Ariel Sabar’ın merakını uyandırdı.
Bu papirüs parçasının tarihine ilişkin kapsamlı çok yıllı çok ülkeli bir araştırmaya yüzlerce görüşmeye ve parçanın büyük olasılıkla bir sahte olduğunun nihai olarak ortaya çıkarmasına yol açtı. Sabar bu bulguları önce birkaç uzun makale ve ardından 2020 tarihli “Veritas: A Harvard Professor, a Con Man and the Gospel of Jesus’s Wife” kitabında yazdı. Sabar’ın yasadışı ve sahte eski el yazması ticaretinin karanlık dünyasındaki uzmanlığı bu konuda en son Oxford Üniversitesi Profesörü tarafından İncil papirüsünün hırsızlığı ve yasadışı satışıyla ilgili olan iddialar araştırma yapmasını sağladı.
İpuçları ve Araçlar
- Hem doğrudan antikaların yasadışı ticareti üzerinde çalışanlar hem de araştırılan nesnelerde uzman olan akademisyenlerle iletişime geçin. Her ikisi de zengin bilgi sağlayabilir.
- Yasaları bildiğinizden emin olun. Kültürel miras hukuku karmaşıktır ve nasıl çalıştığına dair yanlış bilgi edinmek kolaydır. Yasayı kendiniz okuyun ve bir uzmana danışın.
- Rakamlardan şüphelenin: Kültürel malların yasadışı ticareti için bir “fiyat etiketi” yoktur ve tahminler sağlam hiçbir şeye dayanmamaktadır. Uzmanlar, hikayenin zaten fiyatta olmadığını söyleyecektir.
- Sanat piyasası kayıtlarına bakın. Daha önce belirtildiği gibi, bunlar müzayede kataloglarını, bayilik kayıtlarını, müze edinme kayıtlarını ve sanat işleriyle ilgili sızdırılmış belgeleri içerir.
- Özel, çalıntı sanat veritabanları olsa da (FBI, Interpol ve İtalyan Carabinieri’ninkiler gibi), bunların gazeteciler için yararlı bilgiler sağlaması pek olası değildir. Eski eser kaçakçılığı vakalarının ezici çoğunluğu veritabanlarında bulunmayacaktır.
- Daha önce belirtildiği gibi herhangi bir eski eser kaçakçılığı vakası hakkında en iyi bilgi kaynakları ilgili paydaşlardır. Onlarla yapılacak görüşmeler araştırmaları ilerletmek için gereken vaka içeriklerini ve özel belgelere erişmeyi kolaylaştıracaktır.
- Arkeolog Riccardo Elia şöyle demiştir: “Koleksiyonerler gerçek yağmacılardır.” Düşük gelirli ülkelerde yıkıma odaklanmak kolaydır ancak suçun gerçek itici gücü, genellikle daha zengin ülkelerde bulunan pazardır. Hikayenin olduğu yer burası.” der.
Ek kaynaklar
Latin Amerika: Eski Eserlerdeki Yasa Dışı Ticareti İzleme
Gazeteciler Arasında Başarılı İş birliği İçin 10 İpucu
Para Nasıl Takip Edilir: Sınır Ötesi Araştırmalar İçin İpuçları
Donna Yates , Maastricht Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Bölümü’nde doçenttir. Daha önce, Glasgow Üniversitesi’nde sosyoloji alanında kıdemli bir öğretim görevlisiydi. Prof. Yates, Cambridge Üniversitesi’nden arkeoloji alanında doktora ve MPhil’e sahiptir. Amerika’daki organize suçları izlemeyi, analiz etmeyi ve soruşturmayı amaçlayan bir girişim olan Kaçakçılık Kültürü Projesi’nin bir üyesidir .